Bu makale serimizi de ikinci bölümü yayınlayarak tamamlamış olacağız. Umarız beğenirsiniz.

Fabrikanın açılış yaklaşmakta iken basında da ilginç haberler yer almaktaydı. Bazı gazeteler yakında bir selüloz fabrikasının kurulacağının müjdesin veriyordu. Yine gazete haberlerine göre , yeni selüloz fabrikasının temel atma merasimi, kağıt fabrikasının açılış merasiminin ile birlikte olacağı şeklindeydi. En ilginç haber 13 Mayıs 1936 tarihli Ulus'un haberi idi. Habere göre, Sümerbank İdare Meclisi'nin genel kurula sunacağı 1935 yılı faaliyet raporu yerli kâğıda basılan ilk eser olacaktı. Bu rapor, gazetenin basımevinde hazırlanmaktaydı. Gerçekten de Sümerbank 1935 Senesi İdare Meclisi Raporu ve Bilanço yerli kâğıda basılmış ve bu da raporun üzerinde belirtilmiştir. Tarihçi Cemal Kutay'ın Mehmed Ali Kâğıtçı'nın aldığı bilgilere göre, yerli kâğıda basılan bu ilk eserin öyküsü de şöyle gerçekleşmiş;
“O zamanki Sümerbank Umum Müdürü Nurullah Esad Sümer'i, Umum Heyet içtimaının ertesi günü Atatürk çağırmış. Sümer soyadını Ata'nın verdiği Umum Müdür huzura girmiş. Ata'nın gelecek sene kurulması kararlaştırılmış fabrikalar üzerine sorduğu sualleri -elindeki nota bakarak- cevaplandırmış. Mevzu milli kâğıda gelince, Nurullah Esad 1935 faaliyet raporundan bir tane sunmuş Ata'ya ve demiş ki: 'İşte efendim, işlemez dedikleri milli kâğıt fabrikamızın yaptığı kâğıda basılmış bir yılık emeğimizin kitabı…'
Atatürk dışarıdan getirilenden farksız, yerli kâğıda basılı broşürü dikkatle incelemiş, sonra da içini çekerek şunları söylemiş;
Çocuğum... | Bana bu yapılan fabrikaların işlemeyeceğini, memlekete dert olacağını, ve lüks ve fanteziden ileri gidemeyeceğini, açık kapalı çok söyleyenler oldu. Bunlar içinde hâlâ hükümette bakanlık sandalyesinde oturanlar var. En çok ve ısrarlı tenkitleri kâğıt sanayiinde topladılar. Ama ben biliyorum ki ötekilerden vaz geçilse bile bundan vazgeçilemez. Çünkü bir memleket, kâğıdını kendi yapmadığı zaman ulusal kültürünü yabancı lütfuna bağlar. Kapitülasyonların en tehlikelisi de budur. Ve ötekilerden önce bütün dikkat ve ilginizi kâğıt sanayiinde toplayın. "

İzmit kâğıt fabrikası deneme ürünü kâğıtlarıyla üretim yaparken gerçekleşen başka bir olayı aktardıktan sonra fabrikanın resmen açılışı sürecine geçebiliriz. 1986 yılında tarihçi Cemal Kutay, SEKA'da verdiği bir konferansta Ulus gazetesinin 1 Mayıs 1936 bayram ekinin yerli kâğıda basılışının ve bu özel ekin Atatürk'e sunuluşunun öyküsüne de yer vermişti. Anlatılana göre, Mehmed Ali Kağıtçı 18 Nisandan sonra Ankara'yı bir ziyaretinde, istenirse kendileri için gazete kâğıdı üretebileceklerini bildirmiş ve gazetenin başyazarı Falih Rıfkı Atay'ın da onayı ile çalışmalarına başlanmıştı. Sonucu Cemal Kutay'ın anlattıklarından dinleyelim:
"…Ertesi sabah 17 Mayıs'ta, çünkü iki gün evvel basıyoruz ilaveleri, saat 10.00-1030 arası telefon ettik Falih Bey'e... 'Efendim ilave basıldı' dedik. 'Nasıl tatminkar oldu mu?' dedi. 'Fevkalâde efendim' dedim. 'Al gel bakayım' dedi. Yenişehir Mithatpaşa caddesinde oturuyordu. Aldım götürdüm. Baktı. 'Son basılırken matbaada mıydın?' dedi. 'Efendim, ben sabaha kadar uymadım. Yerli kağıt makinede basılırken oradaydım.' dedim. Bir an durdu , 'Bir dakika' dedi. Köşkü aradı. Atatürk yeni kalkmış, banyosunu yapmış, kahvesini içiyormuş. Başyaveri söyledi. Mevzu anlatıldı, müsaade alındı… Falih Bey, hadi, sen de gel' dedi, Çünkü biliyorum bir suale muhatap olursa cevap veremeyecek bana soracak. Kalktık gittik efendim. Atatürk orta salonda hakikaten kahvesini içiyordu. Falih Rıfkı önde ben de şöyle üç adım arkasındaydım. Üç ilaveyi koydu önüne... Atatürk bir tanesini aldı barlı, sayfaları çevirdi, yazılarla da alâkadar oldu, tekrar Kağıda baktı, Hayret, çor güzel" dedi Döndü, Yerli kâğıt mı?" dedi. Falih Bey susunca ben, Evet efendim, yerli kâğıt Atatürk' dedim. Atatürk biliyorsunuz Hakimiyet-i Milliye'nin sahibiydi. Ankara'da tek gazete vardı... Kâğıdı tuttu şöyle baktı, resimlere baktı ve adeta kendi kendine söylenir gibi, 'medeniyet hamuru' dedi.'

1936 yılının ortalarına gelinmiş ve İzmit kâğıt fabrikasının açılış merasiminin ne zaman yapılacağı halen netlik kazanmamıştı. Bununla beraber İzmit'te bir selüloz fabrikasının kurulacağı haberleri de çokça konuşulmaya başlanmıştı. Bunlara örnek olarak Son Posta gazetesinin 7 Temmuz 1936 tarihli sayısında “Sümerbank'ın İzmit'te yaptıracağı selüloz fabrikası için başlanan hazırlıklar sona ermiş bulunmaktadır. Bundan başka bu yıl içinde ikinci kâğıt fabrikasının da yine İzmit'te kurulacağı öğrenilmiştir” deniyordu. Temmuz ayının sonlarına doğru gelindiğinde artık bütün gazetelerde kurulacak selüloz fabrikasıyla ikinci kâğıt fabrikası hakkında bilgiler yer almaktaydı.

Fabrikanın deneme üretimlerine başlamasıyla ilk acı haberler de basına yansımaya başlamıştı. Kurun gazetesinin 10 Temmuz 1936 tarihli sayısında Faik adlı bir işçinin iş kazası geçirdiği ve fabrikada şimdiye kadar dört kurban verildiği haber veriliyor ve durum işçilerin henüz ehliyetli ve uzman denebilecek düzeyde olmamalarına bağlanıyordu. Gazetenin bir gün sonraki haberinde ise, işçi Faik hakkında yapılan tahkikat Sonucunda, “kendi dikkatsizliği ve tedbirsizliği yüzünden can verdiğine karar verildiği” duyuruluyordu.

1936 yılının Eylül ayından itibaren kâğıt fabrikasının “açılış merasimi” konuşulmaya başlandı. Konu ile ilgili ilk haberlerden birisi, “İzmit Açılış Şenliklerine Hazırlanıyor” başlığıyla yine Kurun gazetesinden gelmişti. Planlanan açılış merasimi konusunda daha ayrıntılı bilgiler 4 ve 5 Kasım tarihli gazetelerde yer aldı. Örneğin bunlardan biri olan Cumhuriyet gazetesinde yer alan habere göre, “fabrikanın açılışını Cuma günü bizzat Başbakan yapacaktı." Merasimin saat 10:00'da başlayacağının da bildirildiği haberde, “davetliler için Ankara'dan ve İstanbul'dan hareket eden trenlere hususi vagonlar” ekleneceği de belirtiliyordu. Ayrıca, bu açılış merasiminin bir özelliğinin aynı zamanda iki temel atma merasimi ile birlikte yapılacak olmasıydı. Fakat, bu önemli merasime beklendiğinin aksine, “Ankara'daki mühim işleri dolayısıyla İzmit'e gelemeyen ”Başvekil" katılamadı. 6 Kasım 1936 Cuma günü yapılan açılış ve yeni fabrikaların temel atma merasimine iktisat, maliye ve inhisarlar vekilleri ile gerçekleştirilmiş oldu. Bu tarihi olaya gazetelerin ve Ayın Tarihi'nin nasıl yer verdiğini izleyelim:
"İzmit dün sabah erkenden bir bayram neşe ve sevinci içindeydi. Kâğıt fabrikası donanmış kendisi için yapılacak bayramı bekliyordu. Fabrikanın civarı kalabalık bir halk kitlesi ile dolu idi. Ankara'dan bir kısım misafirleri getirmekte olan Anadolu Ekspresi ve onu takiben de İstanbul'dan gelen tren İzmit'e geldiler.
Merasime riyaset edecek olan Ekonomi Bakanı Celal Bayar ile Mali ye Bakanı Fuat Ağralı, Gümrük ve İnhisarlar Bakanı Rana Tarhan ve Nuri Conker'in riyasetindeki Büyük Millet Meclisi Riyaset Divanı azasiyle mebuslar, Sümerbank Genel Direktörü Nurullah Esat ve vekâletler ileri gelenleri ile ordu büyükleri, yerli ve ecnebi matbuat mümessillerini getirmekte olan tren de biraz rötarla, saat 11:30'da İzmit istasyonuna girmiş bulunuyordu...”

Merasimde açılış konuşmasını yapan Kocaeli Valisi Hamit Oskay'ın konuşmasında şunlar dikkati çekiyordu:
"…Dün, bir toprak yığını halinde bulunan bu yerde, azametle yükselen, ince ve müstesna bir zevkin mahsulü olması hasebiyle İzmit şehrini cidden süsleyen bu eser; endüstri hayatımızda başlıbaşına bir muvaffakiyet teşkil etmekle ve bütün irfan alemimizi yakından alâkadar etmektedir. Bu fabrika, daha şimdiden, dört yüzden fazla vatandaşa iş ve geçim temin etmiş ve şehirde büyük bir canlılık uyandırmıştır...”

İzmit Belediye Başkanı'ndan sonra kürsüye gelen Celal Bayar ise yaptığı açış konuşmasında şunları söylemiştir:
"Sayın Vatandaşlarım!
Bugün açılma merasimini yapacağımız kâğıt fabrikası endüstri programımızda yer alan mühim mevzulardan biridir. Bugün bize sevinç veren hadise bu merasiminin açılma merasimi itibariyle endüstri programımıza dahil fabrikaların birincisini teşkil etmesidir. Kağıt endüstrisi, bütün dünya nazarında da kıymetli ve ehemmiyetli bir sanat şubesi olarak kabul edilmiştir.
Fabrikalarımızın fikir itibariyle ortaya atanlar, plan ve programının hazırlanmasında çalışanlar ve bunların inşaatını yakın bir dikkat ve liyakatle takip edenler memleketimizin çocuklarıdır...
Bu genç elemanları takdirinize arz etmek suretiyle söze başlamak istiyorum.
Bu fabrika 3.300.000 liraya mal olmuştur. Senevi istihsal kapasitesi 12.000 tondur. Çıkaracağı malın kıymeti 2.800.000 liradır. Bizim milli ekonomi hayatımızda çok şayan-ı dikkat safhalar vardır. Bunlardan birisi de işe başladığımız anki ölçünün her an artmakta olmasıdır.
Programlarımızı, fikir ve proje halinde ortaya attığımız anla, onların tatbikine geçildiği kısa zaman arasında, görüyoruz ki, milli ihtiyaç ilerlemiş ve hesaplarımız bu ihtiyacın karşısında küçülmüştür.
Bu milletimizin dinamik hayatının bir ifadesi ve memlekette refah seviyesinin artmakta olmasının bir işaretidir. Bugün açmak üzere bulunduğumuz bu fabrikayı ihtiyaç nispetinde kurmak istedik. Fakat inşaat bitinceye kadar seçen zaman içinde ihtiyacın artmış olduğunu gördük ve büyütmek mecburiyetinde kaldık.
Bugün açılma merasimiyle birlikte bu fabrikanın tevsiine adil vaz'ı esası yapacağız.
Bu tevsiat için 1.770.000 lira sarf edilecektir. Bu tevsiat ile fabrikanın istihsal kapasitesi 12.000 ton ve senelik istihsal kıymeti de 2.800.000 lira ziyadeleşecektir.
Programımıza dahil esaslardan biri de selüloz fabrikasıdır. Selüloz kâğıdın ve Gemlik'teki Suni ipek fabrikasının mayasını teşkil etmekle beraber aynı zamanda bir harp malzemesidir.
Gerek askeri ihtiyaç ve gerek milli ekonomi bakımından büyük ehemmiyeti olan bu fabrika 2.000.000 liraya kurulacak, senelik istihsali 1.200.000 lira kıymetinde 12.000 ton olacaktır.
Bize daima teveccüh eyleyen bir sual vardı. Deniliyordu ki, Türkler ekonomik cihazlarını kurmak için belki para bulabilirler. Fakat bunları kurabilecek elemanları nereden bulacaklar?
Fabrika kurmak kolay, fakat kurulmuş bir fabrikayı teknik esaslar dahilinde nasıl işleteceklerdir?
Arkadaşlar!
Biz bütün bu suallere nazari olarak cevap vermiyoruz. Bilfiil kurduğumuz fabrikalarımızın mümtaz ve verimli vaziyeti buna bizzat cevap teşkil etmektedir. Bu fabrikaların mamulatının nefaseti, metaneti ve ucuzluğu piyasaya ve memlekete şimdiden kendisini sevdirmiş bulunmaktadır..."

Konuşmaların bitmesinden sonra, fabrika ile müdüriyet binasını ayıran demiryolundan geçilerek müdüriyet binasının önüne gelindi. Maliye Vekili Fuat Ağralı, kapının önündeki kordelayı kesti ve heyet içeriye girdi. Kurulmuş olan bu muazzam ve muhteşem fabrikanın bütün daireleri heyet tarafından birer birer gezildi… Fabrikanın gezilmesi bittikten sonra, üst katta hazırlanan büyük kağıt depolarından birinde heyet bir süre istirahat etti.

Açılış merasimine katılan davetlilere, fabrikanın üretimi olan kâğıt ve zarflarından birer paket hediye edilmişti. Başa İktisat Vekili olmak üzere Vekiller, Meclis Reis Vekili Nuri Conker ve meb'uslar fabrika hakkındaki ihtisaslarını, takdirkâr duygularını fabrikanın hatıra defterine de yazarak belirtmişlerdi.

Heyet açılış merasiminden sonra fabrikanın çeşitli birimlerini, müdüriyet binası, memur evleri gezmiş ve daha sonra da ikinci kâğıt fabrikası ile selüloz fabrikasının temel atma merasimlerine katılmıştı.

“Saat üç buçukta biri Ankara'ya, diğeri İstanbul'a müteveccihen hareket eden iki uzun treni dolduran yüzlerce münevver davetli, Cumhuriyet'in ilk kâğıt fabrikasının kıymetli armağanı olan kâğıtları, çoktan beri beklenilen bir sevgili gibi göğüslerinin üstüne muhabbetle bastırarak İzmit'ten ayrıldılar." yer alan gazete bilgileri ile açılış merasiminin sonlandığı belirtilmekteydi.

Gazeteler, 7 Kasım ve daha sonraki baskılarında bu merasimleri okuyucularına aktardılar ve köşe yazarları olayın anlam ve önemini dile getiren coşkulu yazılar kaleme aldılar. Örneğin Ulus'ta Yaşar Nabi (Nayır);
“İzmit'te ilk Türk kâğıtlarını elimize vermiş olan kâğıt fabrikası memleketin kâğıt ve karton ihtiyacının yarısını karışlayacak bir hacimdeydi. Temeli atılan yeni kâğıt fabrikası ile Türkiye'nin kâğıt davası tamimiyle halledilmiş bulunuyor: İki sene sonra, dışardan kâğıt ithal etmek zaruretinden kurtulmuş olacağız” diye yazmıştı.
Açılış merasimine ait örnekleri artırılabilecek olan bu tür coşkulu ve umutlu mesajların ardından, basında kâğıtla ilgili olarak yer alan ilk haberlerin “kâğıt ihtikârı”na (vurgunculuk) ilişkin olması da dikkat çekiyordu. Açılış merasiminden bir ay geçmeden Aralık ayının ilk günlerinde gazeteler, vurguncuların kâğıt fiyatlarını artırdıklarını, buna da bazı kâğıt türlerinin ithalatına getirilen miktar kısıtlamalarının neden olduğunu duyuruyorlardı. Bu bilgiler üzerine hükümet, bir yandan İzmit kâğıt fabrikasına piyasanın taleplerini karşılama emri verirken bir yandan da ülke dışından kâğıt ithal ederek bunu piyasaya en uygun koşullarda sunma işini Sümerbank'a veriyordu. Bir üçüncü önlem olarak, mevcut yasalara dayanılarak kâğıt vurguncularıyla mücadele de edilecekti.