Genç Cumhuriyetle birlikte Türkiye'de kağıt sektörün kurulması için yaşanan gayret ve çabaları aktarmaya devam ediyoruz. Bir önceki makale serimizde İzmit'te kurulan ilk kağıt fabrikasının açılması sürecine değinmiştik. Bu makale serimizde Kağıt sektöründe kurulan ilk kağıt fabrikasının açılışından sonraki süreçleri anlatmayı planlıyoruz.

6.Kasım.1936 tarihinde açılışı yapılarak resmen işletmeye alınan Sümerbank Kâğıt ve Karton Fabrikası, arazi sahiplerinin rızasıyla Kocaeli Vilayetinden istimlâk kararı çıkartılan ve heyetlerce takdir olunan değerlere İzmit Belediyesi'nin aracılığıyla %20 daha fazla ödenmek suretiyle satın alınmış olan ve arazi değeri toplamı 30.400 TL olan 121.864 m2'lik bir alan üzerine yerleştirilmişti. Fabrikanın kuruluş yeri kesinleştikten sonra "Büyük Erkân-ı Harbiye" nin onayının alınması da ihmal edilmemişti. Tesis kurulurken başlangıçta kâğıt fabrikası ve mihaniki(mekaniksel) hamur ünitesi olmak üzere iki ana birimle, güç santralı, kazan dairesi gibi yardımcı üniteler ve tamirhane vb. gibi hizmet binalarından oluşuyordu. İnşası planlanan belli başlı ünitelerin sayısı bir düzine kadar olmasına rağmen ileriki tarihlerde bunlara ekler yapılmıştır.

İleride yenileri eklendikçe “Birinci Kâğıt Fabrikası” olarak adlandırılacak bu ilk Kâğıt fabrikasında bir adet 2.2 m. safiha genişliğinde kâğıt makinesi ile bir adet yine 2.2 m. safiha genişliğinde kombine kâğıt ve karton makinesi bulunuyordu. Bunlardan kâğıt makinesine “Birinci Makine”, kâğıt ve karton makinesine ise “İkinci Makine” deniyordu. Bu makinelerde 10-150 m/dakika hızında ve 30-800 gr/m2'lik perdahlı ve perdahsız, beyaz ve renkli her tür kâğıt, karton ve kalın ambalaj kâğıdı yapılabiliyordu. Fabrikanın üretim kapasitesi, sonradan yapılan birtakım eklerle günde 40, yılda 12.000 tona kadar çıkarılabilmişti. Fabrikada üretilen kâğıt ve kartonların hammaddesini oluşturan selüloz, 1944-45 yıllarında selüloz fabrikalarının üretime başlamasına kadar dışardan ithal edilmiş, odun hamuru ise tesislerde üretilmiş ve bir miktar da kırpıntı kâğıt kullanılmıştır. Dolgu maddesi olarak kullanılan kaolin üretim için Kaolin tesisinin 1941'de, selüloz pişirme ve beyazlatması için kullanılan klor-alkali fabrikasının ise 1945'te devreye girişine kadar, kâğıt üretiminde kullanılan ham ve ikincil maddeler büyük ölçüde ithal edilmiştir.

Birinci kâğıt fabrikasının yanı başında bir odun hamuru dairesi bulunuyordu. Taşlı değirmenler ve hollander dairesi bu birimin alt üniteleriydi. Bu birimde iki şlayfer vardı. Bu makinelere yerleştirilen odunlar 150 cm. çapındaki silindir şeklindeki döner taşlara temas ettirilerek elyaf halinde açılıyor, 40-45 °C su ile karıştırılarak akıcı bir hale getiriliyordu. Sonra bir sarsıntılı elekten geçirilerek içindeki açılmamış kabuklardan arındırılan hamur daha sonra çeşitli işlemlerden geçirilerek kâğıt makinelerine veriliyordu. Kâğıt makinesi yaş kısım elek üzerinde oluşan yaş kâğıt safihası, pres keçeleri üzerinde taşınıyor, preslerde suyu uzaklaştırılıyor, kurutuluyor, kalender ile yüzey düzgünleştiriliyor ve bobinlere sarılıyordu.

Üretime başladıktan sonraki yıllarda, fabrikada üretimin projede öngörüldüğü şekilde yürütülmesine rağmen, sipariş azlığı ve satış güçlükleri nedeniyle fazla üretim yapılamadığını görmekteyiz. 1936 yılı içinde, deneme üretimi de dahil, fabrikada toplam 2.492 ton çeşitli tür kağıt ve karton üretilmişti. Bu miktar 1937'de 9.655 ve 1938'de 8.941 ton olmuştur. Bu üretim değerlerine karşılık kullanılan hammadde ve ana girdilerin kabaca miktarları aşağıda verilmiştir;
----Malzeme Adı-----------1936---------1937----------1938
Odun (metreküp)…………1.834…………9.525………..7.771
Selüloz (ton)…………………2.246…………5.558………..7.300
Kırpıntı kâğıt (ton)………….726…………..1.080……….1.655
Kaolin (ton)……………………144………………560………….509
Reçine (ton)……………………..82……………..169………….194
Şap (ton)……….……………….216……………..311………….380
İlk üç yılda gerçekleştirilen üretimi esnasında çalışan memur, müstahdem ve işçilere ait bilgiler ise şu şekildedir:
----Çalışan-------------------1936----------1937---------1938
Memur ve müstahdem….82………………120…………..135
İşçi………………………………465……………….625…………..458
Toplam……………………….547……………….745…………..593

Kurulan Kağıt Fabrikasının kağıt sektörü için ilk kağıt fabrikası olması nedeniyle sektörde bilgi birikimi yok denecek kadar azdı ve bu nedenle tesisin kurulması ve çalıştırılması esnasında yabancı uyruklu çalışanların görevlendirilmesi zorunda kalınmıştı. Çalışanlardan, 1936 yılında 28'i, 1937 yılında 38'i ve 1938 yılında 31'i yabancı uyrukluydu.
Bir kere yabancı uzman ve işçi sayısı duruma göre sürekli değişiklik gösteriyordu. Yabancı çalışanlar arasında H. Heller gibi 1934 yılından itibaren istihdam edilen ve fabrika üretime başladığında İşletme Şefliği'ni ya da F. Wagner gibi Fabrika Amirliği'ni yürütenler olduğu gibi, örneğin çelik iskele aksamının montajı için getirtilen ve iş bittikten sonra ülkesine geri dönenler de vardı. Dolayısıyla yabancı işçi ve uzmanların kesin sayısı hakkında tam bir sayı vermek olanaklı gözükmemektedir. İşçi sicil dosyaları üzerinde yapılan araştırmada toplam 31 yabancı uyruklu işçi, usta ve uzman adına rastlanmaktadır. Öte yandan, Birinci Kâğıt Fabrikası'nda bulunan işçi kartlarının 13 tanesi yabancı işçi ve ustalara aittir. Bunlar, adlarından çıkarılabildiği kadarıyla, hemen tümüyle Alman uyrukluydular ve genellikle, kâğıt ve karton makineleri, hollander vb. yerlerde istihdam ediliyorlardı. Buradan, istihdam edilen yabancıların tümünün Alman uyruklu olduğu sonucunu da çıkarmak doğru olmaz. Zira, Kâğıt Mühendisi Ernst Elgerus gibi İsveç uyrukluların da bulunduğunu adı geçenin sicil dosyasından öğreniyoruz. Ancak yabancıların çok büyük bir çoğunluğu Alman'dı. Yine bu sicil dosyalarında yabancı uyrukluların nasıl istihdam edildiğine dair bazı bilgilere de rastlıyoruz. Buna göre, Kâğıt Mühendisi Ernst Elgerus 20 Aralık 1934 tarihli bir mektupla İzmit Kâğıt Fabrikası'na müracaat etmiş ve uygun bir göreve talip olduğunu bildirmiştir. Kendisine gönderilen 22 Ocak 1935 tarihli mektupla, halen kendisine uygun boş bir görev olmamasına rağmen, ilerdeki işletme ihtiyacına bağlı olarak kendisinin “fenni müşavir” olarak aşağıdaki koşullarda istihdam edilebileceği şeklinde bilgi verilmiştir.
-Altı aylık bir deneme süresi sonrasında beğenilirse kesin tayininin yapılması.
-Yol masrafları anlamında kendisi, ailesinin yolculuk masraflarının karşılanması.
-Kalacağı yerle ilgili olarak ısıtma ve aydınlatması müesseseye ait olmak üzere “meccani” ev tahsisi.
-Sağlık hizmetleri ile ilgili olarak ücret ödemeden sağlık hizmeti temini.
-Yıllık çalışmasına istinaden üç hafta izin.
-Çalışmasına karşılık net olarak 700 RM (yaklaşık 350 TL) tutarında bir aylık maaş.
Elgerus önce maaşını az bulmuşsa da daha sonra kabul ettiği, aldığı ilk maaşın 350 TL olmasından anlaşılmaktadır. Teknik müşavir olarak atandığı görevine 12 Temmuz 1935'te başlamış ve Genel Müdürlüğün, selüloz fabrikasının henüz açılamamış olmasını gerekçe göstererek, talep etmesi üzerine 1 Aralık 1940 tarihinde çalışma süreci sonlandırılmıştır.
Fabrika Müdürü Mehmed Ali Kâğıtçı'nın 1936-1940 yılları arasında ayda 450 TL maaş aldığı düşünülürse yabancı uzmanlara iyi ücret ödendiği düşünülebilir. Öte yandan yabancı usta ve işçilere Türk işçilere göre de çok daha yüksek ücretler verildiği bilinmektedir. Birinci Kâğıt Fabrikası'nda çalışan Alman usta ve işçiler günde 4-6 TL arasında değişen ücret almakta iken, aynı dönemde Türk işçilerin aldığı ücret 60-120 kuruş arasında değişiyordu. Aynı şekilde ortaokul mezunu bir bayan daktilo-sekreter de 1938 yılında ayda 50-60 TL maaş alabiliyordu.

Yabancı çalışanlarla ilgili en büyük sorunlardan biri de, istihdam konusunda her biri hakkında Bakanlar Kurulu'ndan ayni birer kararname çıkartılması zorunluluğu bulunmasıydı. Belirtilen yıllara ait kararnameler incelendiğinde, Bakanlar Kurulu kararnameleri arasında İzmit'te istihdam edilecek yabancı uyruklular için verilmiş izinlerin büyük çoğunluk oluşturduğu görülmektedir. Örneğin yukarda adı geçen Ernst Elgerus için 4 Temmuz 1935 tarihinde Bakanlar Kurulu'nca yayınlanan kararname suretinde, “İzmit Kâğıt Fabrikası'na mütehassıs olarak getirilen İsveç tebaasından Ernst Elgerus un memnu mıntıkalarla askeri garnizonlara girmemek ve umumi halleri göz önünde bulundurulmak şartıyla adı geçen fabrikada çalışmak üzere İzmit'e gelmesine izin verilmesi, Genelkurmay Başkanlığının muvafakatine atfen İktisat Vekilliği'nin 3.7.1935 tarih ve 7969 sayılı tezkeresi üzerine İcra Vekilleri Heyeti'nce 4.7.1935'de onanmıştır.” ibaresi yer almaktadır. Ne var ki, İzmit bölgesi hassas bölge sayıldığından, Genelkurmay Başkanlığı'ndan bu tür izinlerin alınması her zaman kolay olmuyordu. Fabrika yönetiminden İktisat Vekâlet'ine yazılan 18 Temmuz 1935 tarih ve 5883 sayılı bir yazının sureti bu güçlükleri dile getirmesi bakımından önem arz etmektedir. Söz konusu yazıda, fabrikanın inşaatına başlanmadan önce kuruluş yerinin askeri yönden bir sakıncasının olup olmadığının “Büyük Erkân-ı Harbiye makamı”ndan sorulduğu ve alınan 15.7.1934 tarih ve 11.306 sayılı yazıda “hiçbir mahzur olmadığı”nın bildirildiği açıklaması ile konu desteklenmektedir. Yazıda ayrıca, fabrikanın inşaatına başlandığı 14.8.1934 tarihinden 20.5. 1935 tarihine kadar, “iş icabı celbi lazım gelen ecnebi montörler hiçbir müşkülata tesadüf etmeksizin çalışmışlardır” denilmektedir. Yazıda daha sonra Kocaeli Vilayeti Emniyet Müdürlüğü'nden alınan 20 ve 25 Mayıs 1935 tarihli ve 1115-1041 sayılı yazılarda, İzmit'in yasak bölgeye dahil olduğu gerekçesiyle, gelen yabancıların bir iki saatlik bir süre için bile olsa ancak Bakanlar Kurulu kararıyla şehre girebilecekleri ve bu iznin her geliş gidişte yenilenmesi gerektiğinin belirtildiği kaydedilerek bunun yabancı montör ve uzmanların İzmit'e girmelerinin fiilen önlenmesi sonucunun oluştuğu belirtilmektedir. Yazıda, montaj işlerinde çalışan, bir süre fabrikada uzman olarak görev yapacak olan ve fabrika ile ticari ilişkileri yürütecek yabancıların İzmit'e gelip gitmelerinin zorunlu olduğu kaydedildikten sonra kısıtlayıcı uygulamalara ilişkin çeşitli örnekler verilmektedir.
Bunlara örnek vermek gerekirse, yukarda adı geçen Kâğıt Mühendisi Ernst Elgerus'un izni geciktiği için İstanbul'da bir buçuk ay oturmak zorunda kaldığı ve boşu boşuna para aldığı; fabrikanın kazan montörü Otto Dickhaus'un Isparta'da kurulan gülyağı fabrikasında kısa bir süre görevlendirildikten sonra İzmit'e dönmesine izin verilmediği ve kendisinin altı hafta süreyle İstanbul'da kalmak zorunda kaldığı; fabrikanın güç santralında meydana gelen bir sorunu çözmek üzere gönderilen Noltschz adında bir ustanın İzmit polisi tarafından tutuklanıp ilk trenle İstanbul'a iade edildiği gibi garip uygulamalardan yakınılmaktadır. Sorunun nasıl çözüldüğünü bilemiyoruz, ancak fabrikanın kuruluş ve ilk yıllarında hesapta olmayan ne gibi sorunlarla uğraşmak zorunda kaldığını göstermesi açsından bu bilgiler ilginçtir. Yabancı işçi ve uzman istihdamına 1950'li yıllara kadar devam edildiği, daha sonraki yıllarda ise gerektiğinde yabancı mühendis ve uzmanların mesaisinden yararlanıldığı bilinmektedir.

Makale serimizin ikinci yazısında görüşmek üzere.